bugün
- bik bik moderatör olsun8
- en yaşlı özelliğiniz8
- hamas bir terör örgütüdür14
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- anın görüntüsü14
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler11
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi10
- aleyna tilki10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız17
- sözlük kızından gelin olmaz21
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- şehirler arası aşk yaşamak8
- vatandaşlık farkı alan otel21
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- icardi190524
- artificialintelligence14
- icardi1905 silik olsun kampanyası17
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım18
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı9
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
entry'ler (271)
6 kasım 2011 trabzonspor kayserispor maçı'nı da boş geçmedi, 2 gol attı. çıldırmış olmalı.
bsgçk demek istemiştir.
milletimize ve insanlığa hayırlar getirmesini dilediğim bayram. herkesin bayramı kutlu olsun.
6 kasım'ı başka amaçlarla kutlayan mallara da selam ederim buradan. zaten ne demiş ünlü bir düşünür, "büyük takımlar kazandıkları kupaları küçük takımlar yendikleri büyük takımları konuşur."
6 kasım'ı başka amaçlarla kutlayan mallara da selam ederim buradan. zaten ne demiş ünlü bir düşünür, "büyük takımlar kazandıkları kupaları küçük takımlar yendikleri büyük takımları konuşur."
yemek yapmayı bilmez, beyazlarla renklileri birlikte atar makineye.
galatasaray'ın beraberliğiyle neticelenen maç. ama çıkmışlar bazı dangalaklar "heyyo bize gülüyordunuz yenildik diye size ne oldu" havalarında seviniyorlar. ulan mallar, biz berabere kaldık siz yenildiniz bunlar aynı şey değil bakın 3 yaşındaki çocuğa anlatır gibi anlatıyorum beyinsizler. üstelik sizin oynadığınız futbol nire bizim oynadığımız futbol nire.
sonra bir gün bir sözlükte yazar olmuş çoçuk.
hikmetinden sual olunmaz amma bana sanki biraz kemalizmin geçmişini çağrıştıran ibretlik bir ayar.
--spoiler--
atatürk için diktatördü diye buyurdu ya; aykırı sözlerle şöhret peşinde koşan kadın gazeteci... ona diktatörü ve diktatörlüğü anlatmaya çalışacağım bugün...
***
- diktatörlüklerde muhalefete tahammül edilmez, hadi oradan, hadi oradan denilir.
- diktatörlüklerde yargı bağımsız değildir. çünkü bağımsız yargıçlar cezalandırılmış ve meslek dışına itilmiştir.
- diktatörlüklerde savcılar halkın değil, iktidarın savcısıdır.
- diktatörlüklerde kitap, dergi, gazete toplatılır.
- diktatörlüklerde basılmamış kitaplar (!) bile toplatılır. bu basılmamış kitapların basılmamış kopyalarını bulunduranlar suçlu ilan edilir.
- diktatörlüklerde fabrika değil, bol bol adalet sarayı ve cezaevi yapılır.
- diktatörlüklerde gazeteciler, aydınlar, bilim adamları, öğretim üyeleri, rektörler, parti yöneticileri, baş eğmeyen komutanlar, hukukun üstünlüğüne ve yargı bağımsızlığına sahip çıkan hukukçular, sivil toplum örgütlerinin yöneticileri cezaevine konulur.
- diktatörlüklerde parasız eğitim isteyen gençler bile cezaevine konulur.
- diktatörlüklerde millet sizi vekil bile seçer ama siz yine de cezaevinden çıkamazsınız.
- diktatörlüklerde yargılamalar, cezaevinin içindeki özel duruşma salonlarında yapılır.
- diktatörlüklerde savcılar binlerce sayfalık iddianame yazabilir ama sanıkların savunma hakları kısıtlanır.
- diktatörlüklerde uydurma ve sahte belgeler havada uçuşur.
- diktatörlüklerde iddia makamı iddiasını ispat etmez, sanıklar suçsuzluklarını kanıtlamak zorunda bırakılır. gizli tanık ifadeleriyle kalem kırılır.
- diktatörlüklerde cezaevlerindeki tek kişilik hücreler bile başkente görüntü aktaran kameralar tarafından 24 saat izlenir. cezaevlerinde maddi ve manevi işkence yapılır.
- diktatörlüklerde gazete, dergi dağıtan çocuklar tutuklanır, işkencede ölür.
- diktatörlüklerde muhaliflerin tutukluluk süreleri o kadar uzatılır ki, cezaya dönüşür.
- diktatörlüklerde azılı katiller ve dolandırıcılar bile eğer yandaş ise, en fazla bir-iki ay içeride misafir edilip ağırlanır, sonra serbest bırakılır.
- diktatörlüklerde sadece cezaevleri değil, mahkemelerin duruşma salonları bile başkente görüntü aktaran kameralarla donatılır. duruşmaları başkentten izleyen yetkililer, bağımsız görünümlü savcıların kulağına soru fısıldar ve sorulmasını ister.
- diktatörlüklerde yasalar, sadece muhalifleri bağlar.
- diktatörlüklerde bizimkiler ve onlar vardır. onlar; iş bulamaz, göreve atanmaz, iş kuramaz, çocuklarını dershaneye göndermek için kredi alır ve ödeyemeyince intihar eder. bizimkilerin çocukları hep hastadır; askerlik yapamaz... onların çocukları, üç haftalık eğitimle cepheye sürülür.
- diktatörlüklerde herkesin telefonu dinlenir, internetteki yazışmaları izlenir, girdiği siteler kaydedilir. i̇nternet siteleri kapatılır.
- diktatörlüklerde aykırı ses veren basın-yayın kuruluşlarına ağır vergi cezaları yağdırılır. gazete ve televizyonların yöneticilerine sık sık ayar çekilir.
- diktatörlüklerde yolsuzluklardan, usulsüzlüklerden, diktatörlerin ailelerinin köşeyi dönme öykülerinden söz edilemez. edenin hayatı söndürülür!
- diktatörlüklerde saray soytarılığı kurumu olur ve bu kadro silikonlu, botokslu şarkıcı tayfası tarafından gönüllü olarak doldurulur.
- diktatörlüklerde sadece yandaş medya değil; yandaş sermaye, yandaş sivil toplum örgütü, yandaş baro, yandaş bilim insanları yaratılır ve desteklenir.
- diktatörlüklerde dinci oluşumlar, tarikatlar ve cemaatler özenle korunur ve desteklenir.
- diktatörlüklerde sendikalar ya yoktur ya da göstermelik olarak vardır.
- diktatörlüklerde işçiler, öğrenciler hak arama eylemi yapamaz, bunun için sokağa çıkamaz.
- diktatörlüklerde ille de gösteri yapmak isteyen eylemciler önce biber gazıyla uyarılır, sonra da kışın ayazında buz gibi havuzlara atılarak kendilerine getirilir.
- diktatörlüklerde kadınlar, dünya kadınlar gününde polis tarafından saçlarından sürüklenerek götürülür.
- diktatörlüklerde karikatür bile yasaklanır, çizenin canına okunur!
- diktatörlüklerde diktatör her gün bıkmadan konuşur. bazen günde beş kez konuşur. ama asla dinlemez. hatta kendi davetiyle toplanan parlamentonun gizli oturumunda konuşulanları bile dinlemez.
- diktatörlüklerde devlet yoksul halktan, ödeyebileceğinin çok üzerinde vergi alır. bu paranın küçük bir bölümüyle göstermelik işler yapar ve göz boyar; kalanını kamu ihaleleriyle yandaşlara aktarır.
- diktatörlüklerde sık sık asılsız ihbarlar yapılır.
- diktatörlüklerde bu asılsız ihbarlar gerekçe gösterilerek, devletin en gizli odalarına bile girilir, buralarda elde edilen bilgiler yandaş medyaya aktarılır.
- diktatörlüklerde özgürlük, demokrasi, laiklik, adalet gibi kavramlardan çok sık söz edilir ve bu kavramların içi boşaltılır. hiçbir diktatör, diktatör olduğunu kabul etmez, demokrat geçinir.
- diktatörlüklerde ülkeyi yönetenler, önlerinde eğilmeyen herkesi azarlar.
- diktatörlüklerde kutlama yapmak halka yasak, diktatör ve adamlarına serbesttir.
- diktatörlüklerde bazı şarlatanlar televizyonlara çıkıp, ülkenin kurucularına diktatör diye hakaret edebilir...
***
çok şükür ki (!) bugün bunları yaşamıyoruz... i̇şte bu yüzden, atatürk diktatördü diyen o kadın yazar, gerçek diktatörlük nedir bilmiyor...
kusurunu affedin!
*****
günün sorusu
soru kendime:
diktatörlükle yönetilmeyen bir ülkede yazdığım halde, neden böyle yazılardan sonra başıma bir şey gelir mi diye korkuyorum?
--spoiler--
--spoiler--
atatürk için diktatördü diye buyurdu ya; aykırı sözlerle şöhret peşinde koşan kadın gazeteci... ona diktatörü ve diktatörlüğü anlatmaya çalışacağım bugün...
***
- diktatörlüklerde muhalefete tahammül edilmez, hadi oradan, hadi oradan denilir.
- diktatörlüklerde yargı bağımsız değildir. çünkü bağımsız yargıçlar cezalandırılmış ve meslek dışına itilmiştir.
- diktatörlüklerde savcılar halkın değil, iktidarın savcısıdır.
- diktatörlüklerde kitap, dergi, gazete toplatılır.
- diktatörlüklerde basılmamış kitaplar (!) bile toplatılır. bu basılmamış kitapların basılmamış kopyalarını bulunduranlar suçlu ilan edilir.
- diktatörlüklerde fabrika değil, bol bol adalet sarayı ve cezaevi yapılır.
- diktatörlüklerde gazeteciler, aydınlar, bilim adamları, öğretim üyeleri, rektörler, parti yöneticileri, baş eğmeyen komutanlar, hukukun üstünlüğüne ve yargı bağımsızlığına sahip çıkan hukukçular, sivil toplum örgütlerinin yöneticileri cezaevine konulur.
- diktatörlüklerde parasız eğitim isteyen gençler bile cezaevine konulur.
- diktatörlüklerde millet sizi vekil bile seçer ama siz yine de cezaevinden çıkamazsınız.
- diktatörlüklerde yargılamalar, cezaevinin içindeki özel duruşma salonlarında yapılır.
- diktatörlüklerde savcılar binlerce sayfalık iddianame yazabilir ama sanıkların savunma hakları kısıtlanır.
- diktatörlüklerde uydurma ve sahte belgeler havada uçuşur.
- diktatörlüklerde iddia makamı iddiasını ispat etmez, sanıklar suçsuzluklarını kanıtlamak zorunda bırakılır. gizli tanık ifadeleriyle kalem kırılır.
- diktatörlüklerde cezaevlerindeki tek kişilik hücreler bile başkente görüntü aktaran kameralar tarafından 24 saat izlenir. cezaevlerinde maddi ve manevi işkence yapılır.
- diktatörlüklerde gazete, dergi dağıtan çocuklar tutuklanır, işkencede ölür.
- diktatörlüklerde muhaliflerin tutukluluk süreleri o kadar uzatılır ki, cezaya dönüşür.
- diktatörlüklerde azılı katiller ve dolandırıcılar bile eğer yandaş ise, en fazla bir-iki ay içeride misafir edilip ağırlanır, sonra serbest bırakılır.
- diktatörlüklerde sadece cezaevleri değil, mahkemelerin duruşma salonları bile başkente görüntü aktaran kameralarla donatılır. duruşmaları başkentten izleyen yetkililer, bağımsız görünümlü savcıların kulağına soru fısıldar ve sorulmasını ister.
- diktatörlüklerde yasalar, sadece muhalifleri bağlar.
- diktatörlüklerde bizimkiler ve onlar vardır. onlar; iş bulamaz, göreve atanmaz, iş kuramaz, çocuklarını dershaneye göndermek için kredi alır ve ödeyemeyince intihar eder. bizimkilerin çocukları hep hastadır; askerlik yapamaz... onların çocukları, üç haftalık eğitimle cepheye sürülür.
- diktatörlüklerde herkesin telefonu dinlenir, internetteki yazışmaları izlenir, girdiği siteler kaydedilir. i̇nternet siteleri kapatılır.
- diktatörlüklerde aykırı ses veren basın-yayın kuruluşlarına ağır vergi cezaları yağdırılır. gazete ve televizyonların yöneticilerine sık sık ayar çekilir.
- diktatörlüklerde yolsuzluklardan, usulsüzlüklerden, diktatörlerin ailelerinin köşeyi dönme öykülerinden söz edilemez. edenin hayatı söndürülür!
- diktatörlüklerde saray soytarılığı kurumu olur ve bu kadro silikonlu, botokslu şarkıcı tayfası tarafından gönüllü olarak doldurulur.
- diktatörlüklerde sadece yandaş medya değil; yandaş sermaye, yandaş sivil toplum örgütü, yandaş baro, yandaş bilim insanları yaratılır ve desteklenir.
- diktatörlüklerde dinci oluşumlar, tarikatlar ve cemaatler özenle korunur ve desteklenir.
- diktatörlüklerde sendikalar ya yoktur ya da göstermelik olarak vardır.
- diktatörlüklerde işçiler, öğrenciler hak arama eylemi yapamaz, bunun için sokağa çıkamaz.
- diktatörlüklerde ille de gösteri yapmak isteyen eylemciler önce biber gazıyla uyarılır, sonra da kışın ayazında buz gibi havuzlara atılarak kendilerine getirilir.
- diktatörlüklerde kadınlar, dünya kadınlar gününde polis tarafından saçlarından sürüklenerek götürülür.
- diktatörlüklerde karikatür bile yasaklanır, çizenin canına okunur!
- diktatörlüklerde diktatör her gün bıkmadan konuşur. bazen günde beş kez konuşur. ama asla dinlemez. hatta kendi davetiyle toplanan parlamentonun gizli oturumunda konuşulanları bile dinlemez.
- diktatörlüklerde devlet yoksul halktan, ödeyebileceğinin çok üzerinde vergi alır. bu paranın küçük bir bölümüyle göstermelik işler yapar ve göz boyar; kalanını kamu ihaleleriyle yandaşlara aktarır.
- diktatörlüklerde sık sık asılsız ihbarlar yapılır.
- diktatörlüklerde bu asılsız ihbarlar gerekçe gösterilerek, devletin en gizli odalarına bile girilir, buralarda elde edilen bilgiler yandaş medyaya aktarılır.
- diktatörlüklerde özgürlük, demokrasi, laiklik, adalet gibi kavramlardan çok sık söz edilir ve bu kavramların içi boşaltılır. hiçbir diktatör, diktatör olduğunu kabul etmez, demokrat geçinir.
- diktatörlüklerde ülkeyi yönetenler, önlerinde eğilmeyen herkesi azarlar.
- diktatörlüklerde kutlama yapmak halka yasak, diktatör ve adamlarına serbesttir.
- diktatörlüklerde bazı şarlatanlar televizyonlara çıkıp, ülkenin kurucularına diktatör diye hakaret edebilir...
***
çok şükür ki (!) bugün bunları yaşamıyoruz... i̇şte bu yüzden, atatürk diktatördü diyen o kadın yazar, gerçek diktatörlük nedir bilmiyor...
kusurunu affedin!
*****
günün sorusu
soru kendime:
diktatörlükle yönetilmeyen bir ülkede yazdığım halde, neden böyle yazılardan sonra başıma bir şey gelir mi diye korkuyorum?
--spoiler--
roketsan
aselsan
berkesan isimse bunlar da iğrenç isimdir.
aselsan
berkesan isimse bunlar da iğrenç isimdir.
ateist söylemidir, zaten hiç inanmamış bir bireyin propaganda amacı güden laf-ı güzafı. bize ne amk.
mıhlamışlar. ne derece doğru bilemiyoruz.
kemalistlerin uydurmasıdır. bu adet devam edecek ki "bakın islam bu" diyerek "laikliği ve darbeleri" sevdireler.
çok tanıyorum ben bunlardan. her yeni bölüm sonrası sanki anlaşmış gibi yanıma gelirler abi yine derin devleti deşifre ettiler bu kürt olaylarını israil meselelerini ortaya döktüler der dururlar. lan izlemiyorum amk dizisini her defasında ne anlatıyorsunuz daha? gören de 150-200 bölüm boyunca türkiye kurtuldu her şey halloldu polat dünya başkanı oldu sanacak. mal bunlar ya.
bazı mallar bu kadını sırf türban taktığı için eleştiriyor, onalara zaten bütün türbanlılar batıyor. ben ise bu kadını dırdırından, yüzünü gözünü boyatmasından, yaptığı saçma sapan programlarından ötürü hazetmiyorum. müge anlı, çağla şıkel, hülya avşar, petek dinçöz, lerzan mutlu, seda sayan gibi ekranlardan defolup gitmesi gerekenlerden.
en kısa zamanda ziyaret edeceğim genel kültür sitesi. nasıl gözümden kaçmış hayret.
palavradan ibarettir. neymiş, fakirlere yazılmamışmış da mış. ulan mal zaten sadaka fakirlere verilen mal, para, ilim. sadaka muhtaçlara verilir ve bu zaten islam'da beyan edilmiştir. hala daha ne boş boş uzun uzadıya anlamsız yazılar yazıp durursun ki? anlattıkların da zaten birbirinin tekrarı, boş cümleler.
sen bunu istiyorsun ve alıyorsun güzel kardeşim: http://www.incicaps.com/resimler/untitled-2.swf
sen bunu istiyorsun ve alıyorsun güzel kardeşim: http://www.incicaps.com/resimler/untitled-2.swf
nerede yaşadığını merak ettiğim, bu yaşıma kadar hiç görmediğim bir garip tür. sanki yazarlardan bazıları bir yerlerinden olmayan şeyler çıkarıyorlar.
http://www.incicaps.com/resimler/untitled-2.swf
http://www.incicaps.com/resimler/untitled-2.swf
çin malı winston'dur.
mesela ben. çok üzülüyorum şu hiçbir şey yapamayıp sadece eksi verenlere, adamlar harap oluyorlar yahu.
sivasspor'un çocuğu koyduğu maç. keşke dışarı boşalaydılar.