entry'ler (271)

burak yılmaz

6 kasım 2011 trabzonspor kayserispor maçı'nı da boş geçmedi, 2 gol attı. çıldırmış olmalı.

uzun özel mesaja gülücükle cevap veren kız yazar

bsgçk demek istemiştir.

6 kasım 2011 kurban bayramı

milletimize ve insanlığa hayırlar getirmesini dilediğim bayram. herkesin bayramı kutlu olsun.

6 kasım'ı başka amaçlarla kutlayan mallara da selam ederim buradan. zaten ne demiş ünlü bir düşünür, "büyük takımlar kazandıkları kupaları küçük takımlar yendikleri büyük takımları konuşur."

sigara içen kız

yemek yapmayı bilmez, beyazlarla renklileri birlikte atar makineye.

5 kasım 2011 galatasaray mersin idman yurdu maçı

galatasaray'ın beraberliğiyle neticelenen maç. ama çıkmışlar bazı dangalaklar "heyyo bize gülüyordunuz yenildik diye size ne oldu" havalarında seviniyorlar. ulan mallar, biz berabere kaldık siz yenildiniz bunlar aynı şey değil bakın 3 yaşındaki çocuğa anlatır gibi anlatıyorum beyinsizler. üstelik sizin oynadığınız futbol nire bizim oynadığımız futbol nire.

lisede dalga geçilen çocuk

sonra bir gün bir sözlükte yazar olmuş çoçuk.

mustafa mutlu nun nagehan alçı ya verdiği ayar

hikmetinden sual olunmaz amma bana sanki biraz kemalizmin geçmişini çağrıştıran ibretlik bir ayar.

--spoiler--
atatürk için “diktatördü” diye buyurdu ya; aykırı sözlerle şöhret peşinde koşan kadın gazeteci... ona “diktatör”ü ve “diktatörlüğü” anlatmaya çalışacağım bugün...

***

- diktatörlüklerde muhalefete tahammül edilmez, “hadi oradan, hadi oradan” denilir.

- diktatörlüklerde yargı bağımsız değildir. çünkü bağımsız yargıçlar cezalandırılmış ve meslek dışına itilmiştir.

- diktatörlüklerde savcılar halkın değil, iktidarın savcısıdır.

- diktatörlüklerde kitap, dergi, gazete toplatılır.

- diktatörlüklerde basılmamış kitaplar (!) bile toplatılır. bu basılmamış kitapların basılmamış kopyalarını bulunduranlar suçlu ilan edilir.

- diktatörlüklerde fabrika değil, bol bol adalet sarayı ve cezaevi yapılır.

- diktatörlüklerde gazeteciler, aydınlar, bilim adamları, öğretim üyeleri, rektörler, parti yöneticileri, baş eğmeyen komutanlar, hukukun üstünlüğüne ve yargı bağımsızlığına sahip çıkan hukukçular, sivil toplum örgütlerinin yöneticileri cezaevine konulur.

- diktatörlüklerde parasız eğitim isteyen gençler bile cezaevine konulur.

- diktatörlüklerde millet sizi vekil bile seçer ama siz yine de cezaevinden çıkamazsınız.

- diktatörlüklerde yargılamalar, cezaevinin içindeki özel duruşma salonlarında yapılır.

- diktatörlüklerde savcılar binlerce sayfalık iddianame yazabilir ama sanıkların savunma hakları kısıtlanır.

- diktatörlüklerde uydurma ve sahte belgeler havada uçuşur.

- diktatörlüklerde iddia makamı iddiasını ispat etmez, sanıklar suçsuzluklarını kanıtlamak zorunda bırakılır. “gizli tanık” ifadeleriyle kalem kırılır.

- diktatörlüklerde cezaevlerindeki tek kişilik hücreler bile “başkent”e görüntü aktaran kameralar tarafından 24 saat izlenir. cezaevlerinde maddi ve manevi işkence yapılır.

- diktatörlüklerde gazete, dergi dağıtan çocuklar tutuklanır, işkencede ölür.

- diktatörlüklerde muhaliflerin tutukluluk süreleri o kadar uzatılır ki, cezaya dönüşür.

- diktatörlüklerde azılı katiller ve dolandırıcılar bile eğer yandaş ise, en fazla bir-iki ay içeride misafir edilip ağırlanır, sonra serbest bırakılır.

- diktatörlüklerde sadece cezaevleri değil, mahkemelerin duruşma salonları bile “başkent”e görüntü aktaran kameralarla donatılır. duruşmaları “başkent”ten izleyen yetkililer, “bağımsız” görünümlü savcıların kulağına soru fısıldar ve sorulmasını ister.

- diktatörlüklerde yasalar, sadece muhalifleri bağlar.

- diktatörlüklerde “bizimkiler” ve “onlar” vardır. “onlar”; iş bulamaz, göreve atanmaz, iş kuramaz, çocuklarını dershaneye göndermek için kredi alır ve ödeyemeyince intihar eder. “bizimkiler”in çocukları hep hastadır; askerlik yapamaz... “onlar”ın çocukları, üç haftalık eğitimle cepheye sürülür.

- diktatörlüklerde herkesin telefonu dinlenir, internetteki yazışmaları izlenir, girdiği siteler kaydedilir. i̇nternet siteleri kapatılır.

- diktatörlüklerde aykırı ses veren basın-yayın kuruluşlarına ağır vergi cezaları yağdırılır. gazete ve televizyonların yöneticilerine sık sık “ayar” çekilir.

- diktatörlüklerde yolsuzluklardan, usulsüzlüklerden, diktatörlerin ailelerinin köşeyi dönme öykülerinden söz edilemez. edenin hayatı söndürülür!

- diktatörlüklerde “saray soytarılığı” kurumu olur ve bu kadro silikonlu, botokslu şarkıcı tayfası tarafından gönüllü olarak doldurulur.

- diktatörlüklerde sadece yandaş medya değil; yandaş sermaye, yandaş sivil toplum örgütü, yandaş baro, yandaş bilim insanları yaratılır ve desteklenir.

- diktatörlüklerde dinci oluşumlar, tarikatlar ve cemaatler özenle korunur ve desteklenir.

- diktatörlüklerde sendikalar ya yoktur ya da göstermelik olarak vardır.

- diktatörlüklerde işçiler, öğrenciler hak arama eylemi yapamaz, bunun için sokağa çıkamaz.

- diktatörlüklerde ille de gösteri yapmak isteyen eylemciler önce biber gazıyla uyarılır, sonra da kışın ayazında buz gibi havuzlara atılarak kendilerine getirilir.

- diktatörlüklerde kadınlar, dünya kadınlar günü‘nde polis tarafından saçlarından sürüklenerek götürülür.

- diktatörlüklerde karikatür bile yasaklanır, çizenin canına okunur!

- diktatörlüklerde diktatör her gün bıkmadan konuşur. bazen günde beş kez konuşur. ama asla dinlemez. hatta kendi davetiyle toplanan parlamentonun gizli oturumunda konuşulanları bile dinlemez.

- diktatörlüklerde devlet yoksul halktan, ödeyebileceğinin çok üzerinde vergi alır. bu paranın küçük bir bölümüyle göstermelik işler yapar ve göz boyar; kalanını kamu ihaleleriyle yandaşlara aktarır.

- diktatörlüklerde sık sık “asılsız ihbarlar” yapılır.

- diktatörlüklerde bu asılsız ihbarlar gerekçe gösterilerek, devletin en gizli odalarına bile girilir, buralarda elde edilen bilgiler yandaş medyaya aktarılır.

- diktatörlüklerde “özgürlük”, “demokrasi”, “laiklik”, “adalet” gibi kavramlardan çok sık söz edilir ve bu kavramların içi boşaltılır. hiçbir diktatör, diktatör olduğunu kabul etmez, demokrat geçinir.

- diktatörlüklerde ülkeyi yönetenler, önlerinde eğilmeyen herkesi azarlar.

- diktatörlüklerde kutlama yapmak halka yasak, diktatör ve adamlarına serbesttir.

- diktatörlüklerde bazı şarlatanlar televizyonlara çıkıp, ülkenin kurucularına “diktatör” diye hakaret edebilir...

***

çok şükür ki (!) bugün bunları yaşamıyoruz... i̇şte bu yüzden, “atatürk diktatördü” diyen o kadın yazar, “gerçek diktatörlük” nedir bilmiyor...

kusurunu affedin!

*****

günün sorusu

soru kendime:

diktatörlükle yönetilmeyen bir ülkede yazdığım halde, neden böyle yazılardan sonra “başıma bir şey gelir mi” diye korkuyorum?
--spoiler--

iğrenç isimler

roketsan
aselsan

berkesan isimse bunlar da iğrenç isimdir.

dine inancımı kaybediyorum

ateist söylemidir, zaten hiç inanmamış bir bireyin propaganda amacı güden laf-ı güzafı. bize ne amk.

fehman hüseyin

mıhlamışlar. ne derece doğru bilemiyoruz.

kızları gömme adetinin devam etmesini istemek

kemalistlerin uydurmasıdır. bu adet devam edecek ki "bakın islam bu" diyerek "laikliği ve darbeleri" sevdireler.

kurtlar vadisi izleyen insan

çok tanıyorum ben bunlardan. her yeni bölüm sonrası sanki anlaşmış gibi yanıma gelirler abi yine derin devleti deşifre ettiler bu kürt olaylarını israil meselelerini ortaya döktüler der dururlar. lan izlemiyorum amk dizisini her defasında ne anlatıyorsunuz daha? gören de 150-200 bölüm boyunca türkiye kurtuldu her şey halloldu polat dünya başkanı oldu sanacak. mal bunlar ya.

ikbal gürpınar

bazı mallar bu kadını sırf türban taktığı için eleştiriyor, onalara zaten bütün türbanlılar batıyor. ben ise bu kadını dırdırından, yüzünü gözünü boyatmasından, yaptığı saçma sapan programlarından ötürü hazetmiyorum. müge anlı, çağla şıkel, hülya avşar, petek dinçöz, lerzan mutlu, seda sayan gibi ekranlardan defolup gitmesi gerekenlerden.

brazzers com

en kısa zamanda ziyaret edeceğim genel kültür sitesi. nasıl gözümden kaçmış hayret.

hz muhammed in görüşme için sadaka istemesi

palavradan ibarettir. neymiş, fakirlere yazılmamışmış da mış. ulan mal zaten sadaka fakirlere verilen mal, para, ilim. sadaka muhtaçlara verilir ve bu zaten islam'da beyan edilmiştir. hala daha ne boş boş uzun uzadıya anlamsız yazılar yazıp durursun ki? anlattıkların da zaten birbirinin tekrarı, boş cümleler.

sen bunu istiyorsun ve alıyorsun güzel kardeşim: http://www.incicaps.com/resimler/untitled-2.swf

kurbanda kedi kesen satanist

nerede yaşadığını merak ettiğim, bu yaşıma kadar hiç görmediğim bir garip tür. sanki yazarlardan bazıları bir yerlerinden olmayan şeyler çıkarıyorlar.

http://www.incicaps.com/resimler/untitled-2.swf

kaçak winston

çin malı winston'dur.

karmayı siklemiyorum diyen insan

mesela ben. çok üzülüyorum şu hiçbir şey yapamayıp sadece eksi verenlere, adamlar harap oluyorlar yahu.

tcl

açılımı; türkiye cezaevi ligi.
spor toto süper lig gibi bir lig.

(bkz: metrisspor)

4 kasım 2011 sivasspor fenerbahçe maçı

sivasspor'un çocuğu koyduğu maç. keşke dışarı boşalaydılar.